Yüzde Iki
İstanbul’la hiçbir zaman bağ kuramamış, taşra yaşamının sadeliğini benimsemiş Mesut’un hikâyesi, geçmişle hesaplaşma ve içsel yolculuk temalarıyla örülü. Babasının yüzde 2’lik şirket hissesine dair vekâlet süreci nedeniyle mecburen İstanbul’a gelen Mesut, bu şehirde geçici bir süre kalmayı planlarken, işler beklendiği gibi gitmez. Satış sürecindeki belirsizlikler, onu İstanbul’da beklediğinden çok daha uzun süre kalmaya zorlar.
Bu uzayan süreçte Mesut’un karşısına yıllar önce platonik olarak hoşlandığı Beste çıkar. Beste’nin yakınında olmak, onun için bir teselli gibi görünse de, geçmiş duygular yeniden alevlenince kafası iyice karışır. İstanbul’un karmaşık yapısı, insan ilişkilerindeki çözümsüzlük ve kendi iç çatışmaları Mesut’un ruhsal dengesiyle oynar.
İçsel çatışma, eski aşk ve şehirle yüzleşme temalarını başarıyla işleyen film, izleyiciye sade ama derinlikli bir anlatım sunuyor. Karakter odaklı yapısıyla dikkat çeken bu hikâye, İstanbul’un fonunda kişisel dönüşümün izini sürüyor.